SİHİR NASIL TEŞHİS EDİLİR?
SİHİR
NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Sihir,
Allahu Teâlâ müsaade ederse insana te'sir edebilir. Her kim falanca insana
kesinlik ifade eden bir söz ile sihir yapıldı derse, bu insan yalancıdır. Yalan
da günahtır. Sihir yaptığını kesin bilmek için sihir yaparken görmek veya iki
tane Müslüman sika (kendisine güvenilir) insanın, "Ben buna falanca sahiri
sihir yaparken gördüm." demesi gerekir. Bu durumlar hariç, her kesinlik
ifade eden "falancaya sihir
yapıldı"
sözü yalan, hata ve günahtır. Maalesef bu yalancılar bu yalanları ile meşhur
oluyorlar.
Sihir
ancak alametlerinden anlaşılır ve ona göre tedavi edilir. Alametleri ise cin
çarpmasından olan alametlerin aynısıdır; hasta sebepsiz yere başağrısı çeker,
sebepsiz yere ağlar, sihri çözen ayetler okununca ağlar, bazen de görünür
hiçbir alamet olmaz. Bazen çok çirkin bir kız için yaparlar; cin o kızın yüzünü
çok güzel gösterir. Aslında o kız çirkindir, onunla evlenen o meşhur insana
bunun neresini beğendiği sorulduğunda adeta ona dünya güzeli gözüktüğünü
söyler. Bazen de bunun tam tersi olur. Çok güzel olduğu halde, kocasının gözüne
çok çirkin gözükür. Bazen yeni evlenmiş olanları bağlarlar, karısı ile beraber
olamaz. Bu tür sihirlerde bazen alamet belli olmayabilir. Bu alameti kendisi de
bilmez, onu görenler de fark etmez. Bu tür sihirli hasta önce de bahsettiğimiz
gibi okunmaya başlayınca, ya ağlamaya başlar, ya çığlık atar, yahut da vücudu
titremeye başlar, elleriyle gözlerini kapatır. Bu alametleri tesbit ettikten
sonra da hastaya "sende sihir var, sana sihir yapılmış" denilmez.
Muhakkak demek icap ederse, "sende sihir alametleri olduğu
anlaşılıyor" denir.
Sihir,
alametleri ile tesbit edilip anlaşıldıktan sonra tedaviye başlanır. Eğer sihri
yapan habis, bu işi cin ile ortak yapıyorsa alametleri şunlardır:
Şiddetli
bir baş ağrısı veya herhangi bir uzvun ağrıması, kadının çocuğunu düşürmesi,
fazla adet kanı gelmesi, insanın konuşmasına mani olmak veya evine işine
gitmesine mani olmak. Böyle bir kardeşimiz bize geldi, İstanbul Televizyonunda
çalışıyordu ve kendisinde sihir alameti vardı. Kendi ifadesi aynen şöyle;
"Evden çıkıp ne zaman işe gitmeye niyet etsem sıkıntıdan
patlıyordum." Kendisine okumaya başlayınca şiddetli bir şekilde ağlamaya
başladı ve içindeki ifrit dilinden konuştu. Suriyeli Fettar isminde bir cin
olduğunu söyledi, içinden çıkmasını söyledim, çıkmadı. Hastanın üzerine Allah
(c.c.)'ın kelamı Kur'an'ı okuduk, Allah (c.c.)'ın lütfuyla, bizim vesilemizle
Allah (c.c.) ona şifa verdi.
Eğer
sihir sebebi ile cin insanın bedenine girmiş ise, cinin çıkması ile sihir çözülür,
iki asker karşı karşıya birbirleri ile ellerinde silah olduğu halde
savaşırlarsa, hangisi galip gelir ise öbürü helak olur. Eğer kalp Allah
(c.c.)'ın zikri ile mamur, Allah (c.c.)'ı çok zikredenlerden ve haramlardan
kaçarak Allah'a çok sığınanlardan ise, o zaman dili kalbine uyacaktır. Bu da
sihre karşı alınacak tedbirlerin en büyüğüdür. Sihrin en ziyade tesir ettiği
insanlar, Allah (c.c.)'tan gafil, cahil, kalbi zayıf her şeye meyleden,
şehvetperest, süfli kimseler ve ekseriyetle kadın ve çocuklardır. Şehvete
düşkün olan insan meylettiği şeye karşı zaif olduğu için veya kalbi zayıf olan
insanın çok çabuk bir şeyden tesirlendiği için, cin onun zayıflığından
yararlanmakta ve sihrin tesiri de Allah (c.c.)'ın izniyle kolay olmaktadır.
Resmi Sitem: www.medyumkerim.com